Romanya’nın kaleleri yüzyıllar boyunca bir çok kraliyet ailesini barındırdı , efsanelere ilham verdi ve topraklarının korunmasına yardımcı oldu. Birbirinden farklı mimarilerde ki bu görkemli eklektik kalelerin bir çoğu hala ayakta ve her yıl binlerce turist tarafından ziyaret edilerek tarihlerini günümüze taşıyorlar.
Görkemli harabe, Poenari Kalesi
Poenari bir harabe olabilir, ancak muhteşem ortamı, çarpıcı manzarası ve Vlad Tepes, yani Impaler Vlad ( Bram Stoker’ın romanındaki Kont Drakula karakterine ilham kaynağı olduğu) ile olan bağlantısı sebebi ile bu listeye dahil edildi.
Gür ormanlarla kaplı bir uçurumun kenarında yer alan kalenin sunduğu manzara 1480 basamak çıkmak için kesinlikle değer.
Kalenin yapımı 13.yy olmasına rağmen , en ünlü sakini Vlad Tepeş kaleye 15. Yy’da taşındı ve ölüm tarihi 1476’ya kadar burada yaşadığı söyleniyor. Daha sonra pek kullanılmayan kale 16.yy da tamamen terk ediliyor. Son olarak 1888 yılında meydana gelen büyük bir heyelanda tamamen harabeye dönüyor. Kale günümüzde dönem dönem çevrede çok fazla ayı saldırısı yaşandığından ziyarete kapanabiliyor.
Romanya'nın kaleleri arasında en gizemlisi; Corvin Kalesi
Sanayi kenti Hunedoara'da fazla göze çarpmayan bir yerde bulunan Corvin Kalesi, Romanya'nın kaleleri arasında en iyisi olduğu söylenebilir. Pişmiş toprak renkli sivri taretlerle tamamlanmış Gotik tarzı dış cephesi, özellikle geceleri aydınlatıldığında muhteşem bir manzara sunuyor.
Geçmişi 1446 yılına dayanan bu eski kale, daha sonralarda Macar Valisi John Hunyadi tarafından genişletildi. Aynı dönem için her ne kadar kesin bir bulgu olmasa da valinin Vlad Tepeş’i yani bizlerin tanımı ile Kazıklı Voyvoda’yı 7 yıl boyunca burada hapsettiği söylenilmektedir.
Efsaneye göre kalenin en önemli genişletme çalışmaları, burada Türk mahkumlar tarafından özgürlük vaat edilerek gerçekleştirildi. Ancak işin tamamlanmasının ardından öldürüleceklerini anlayan Türkler sonsuza dek kaleyi lanetlediler. Günümüzde devam eden kazılarla halen kaledeki gizli kalmış odaların ve işkence odalarının gizemi araştırılıyor.
Kale görünümlü; Müstahkem Biertan Kilisesi,
Sighisoara (30km) ve Sibiu (80km) arasında, bölgenin güçlendirilmiş Sakson kiliselerinin en etkileyicisine ev sahipliği yapan Biertan köyü bulunmaktadır.
Bu küçük ve şirin köyün en eski kayıtları 1238 yılına kadar uzanırken, UNESCO listesindeki Kilise ve Biertan'ın merkezindeki bir küçük tepeden yükselen surları 15. ve 17. Yüzyıllar arasında tarihlenmektedir.
Bu ortaçağ kompleksi görülmesi gereken bir manzaraya hakimdir. 11 metreyi bulan surları ,görkemli kuleleri ile her ne kadar bir protestan kilisesi olsa da , Romanya’nın kaleleri arasında sayabileceğimiz kilise döneminde evlilik hapishanesi olarak kullanılmış. Evliliklerine son bir şans vermek isteyen çiftler buradan yardım ister ve bahçesinde bulunan kiler benzeri odaya 6 haftalığına hapis edilerek sorunlarını çözmeleri beklenirmiş. Bu ilginç yöntem sayesinde 300 yıl boyunca Biertan tarihinde sadece bir boşanma yaşanmış.
Romanya'nın kaleleri arasında en ünlüsü; Bran Kalesi
Büyüleyici Brasov şehrine sadece 30 km mesafedeki Bran Şatosu bulunmaktadır. 1388'de tamamlanan bu ikonik kalenin Kont Drakula'nın evine ilham kaynağı olduğuna inanılıyor. Romanya'nın kaleleri arasında hem sinema, hem edebiyat tarihinde yer alan ve ünü sınırlarını aşan en önemli kale olduğunu söyleyebiliriz.
Yazar Bram Stoker, kaleyi, Transilvanya'yı ve hatta Romanya'yı hiç ziyaret etmemesine rağmen, Drakula'nın kurgusal kalesinin tanımı Bran ile tuhaf bir benzerlik taşıyor.
Etkileyici taretler ve kuleler, iç avluyu çevreleyen dar, dolambaçlı merdivenler ile birbirine bağlanıyor. Bütün olarak bakıldığında görkemli kayaların üzerinde oturmuş etkileyici bir yapı bir Kont için mükemmel bir ortam oluşturuyor.
Bununla birlikte, Vlad Tepes ile kesin bir bağlantısı olmasa bile, Dracula efsanesi bu kalenin folklorunun büyük bir parçasıdır. Bugün Bran, efsanenin gerçek olduğuna inanmaya hevesli olan ziyaretçilere her türlü Drakula tabanlı hediyelik eşya satan tezgahlarla çevrili ve bölgenin kazancının büyük bir kısmı buna dayanıyor.
Romantik peri masalı; Peleş Kalesi
Doğal Bucegi Dağları'nın eteklerinde yer alan Sinaia ve komşu kasabaları ziyaretçilerine kış aylarında kayak ve sıcak aylarda sonsuz yürüyüş parkurları sunmaktadır. Ancak, şehrin gerçek cazibesi Peles Kalesidir.
Kalenin dış cephesi, 1947'ye kadar kraliyet ailesinin yazlık konutu olarak kullanılan kaleye romantik ve masalsı bir hava katıyor. Günümüze kadar çok iyi korunmuş odaları, birbirinden güzel sanat eserleri ile sizi geçmişe doğru ufak bir zaman yolculuğuna çıkarıyor.
Kale günümüzde sinema sektörünün de gözdelerinden, son zamanlarda Netflix orijinal filmlerinden Noel Prensi serisi burada çekildi. Filmde Peleş kalesinin muhteşem bahçesinden ve görkemli odalarından bir çok görsel bulabilirsiniz.
Kaleyi keşfetmeyi bitirdiğinizde, aynı arazide bulunan küçük Pelişor kalesini , Av Köşkünü ve geçmişi 1695 yılına kadar uzanan Sinaia Manastırı'na da ufak bir keşfe çıkabilirsiniz.